Spotify’ dan dinlemek için tıklayın.
Ebeveynlerin zaman zaman seanslarda yüzlerinden İyi hissetmediklerini görüyorum. Tahmin ettiğim duyguları eğer sürece katkısı olacağını düşünüyorsam yansıtıyorum. “Üzgün görünüyorsunuz.” “Söylediklerimden dolayı mı?, “Sizi düşünceli görüyorum. Konuşmak ister misiniz? ya da direkt nasıl hissediyorsunuz diye sorabiliyorum. Duyguların ifade edilmesinin ve kabul görüldüğünün hissedilmesinin iyi geldiğini düşünüyorum. Danışmanlık sürecine de olumlu etkisi oluyor. Yetersizlik duygusu.
İfade edilen bir düşünce ya da duygu olabiliyor. Bunların küçük bir kısmı pozitif Büyük bir kısmı negatif oluyor. En azından benim deneyimlediklerimin çoğu böyle oluyor. Seansta sorduğum sorular ve gelen cevaplardan sonra sonuçta çocuğun davranışlarının çok büyük bir kısmının özellikle ebeveyni ile iletişiminden davranış örüntüsünden ve gözlem süreçlerinden oluştuğu ortaya çıktığı sonucuna varıyorum. Seansa çocuk için gelmiş gelinmiş ama ebeveynlerin payı daha çok çıkıp da eksik ya da yanlış yapılanlar ortaya çıktığında ebeveynler bir şeyler yapması gerektiğini fark ediyorlar. Bana kalırsa bu ebeveynlerde yetersizlik duygusunu ortaya çıkarıyor. “Ben çocuğuma yetmiyorum.” “Ben iyi bir baba ya da anne değilim.” cümlelerini duymaya başlıyorum.
Çoğu zaman ebeveynler sorunlar iyice çıkmaza girdiğinde geliyorlar. İşe yaramayan davranışlar uzun süre denendiğinde ebeveynler her şeyi yaptıklarını düşünebiliyorlar. Bundan önceki 3 bölüm ve sonraki bölümlerde de yanlış yapılan ya da uygulanması gerekenlerden bahsedeceğim için seriyi dinleyenlere de benzer duyguların ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Bu duyguyu pozitif yönde geliştirmek gerektiğini düşündüğünden böyle bir bölümü hazırladım.
Halihazırda çocuğunuzla yaşadığınız sorun yoksa bile bu serinin kendinize bir şeyi katacağını düşündüğünüz için dinliyorsunuzdur. Soruna çözüm aradığınızda da eksikliklerin hataların farkına varıp olumsuz duygular hissedebiliyorsunuz. Bu duygular içinde bulunduğunuz durumun hiç düzelmeyecek ya da her şeyi yapmanıza rağmen çözüme ulaşılamadığı için sorunun karşı taraftan kaynaklandığı gibi işlere yaramayan ve tamamıyla gerçek olmayan düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Bu düşüncelerin verdiği en büyük zarar sizin her şeyi yaptığınızda ikna etmesi ve çözüm aramanıza engel olmasıdır. Sorunların şiddetinin büyüklüğü ve geçen zamanın uzunluğunu ben buna bağlıyorum.
Yetersizlik Duygusu Nasıl Fark Edilir?
Yetersizliğin belli normlara uyulamadığında ortaya çıkan bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Yetersizlik için karşılaştırılabilir bir karşıtı olmalıdır. Bunları her zaman dile getiremeyebiliriz. Yani yeterlilik nedir dendiğinde elle tutulur veriler sunamasak da öğrendiğimiz, çevremizde gördüğümüz daha da önemlisi zihnimizde idealize ettiğimiz normlara erişememe olduğunu düşünüyorum. Yetersizlik benim karşıma iyi bir baba, anne ya da eş olamamak olarak ortaya çıkıyor. Ben iyi bir anne olamadım. Zaten oldum olası iyi bir baba değilim. Ben hiç kimseye yetemiyorum. Hiçbir şeyi tam yapamıyorum. Kimseye yetemedim. Ne yaptıysam düzeltemiyorum… buna benzer cümleler yetersiz hissedildiğini gösterebilir. Daha önce yetersizliğin çözüm aramaya engel olduğunu söylemiştim. Bu duygunun diğer bir olumsuz etkisi de hayatın içindeki olumlu olayları görmemize engel olur.
Herkesin yaşamı benzer dengede gitmiyor. Yaşanılan olayların kötülüğü, süresi ve kişi üzerindeki etkisi mutlaka farklılık gösterecektir. Kişilerin bu olayları fark edebilmesi de her zaman mümkün olmayabilir. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Ben olası sebeplerin başında çevrenin size biçtiği rolü sizin nasıl algıladığınız çok önemlidir. Size sürekli iyi bir baba ya da iyi bir anne dediklerinde siz her zaman böyle olmalısınız gibi düşünebilirsiniz. Ben şunu öneriyorum; eğer çevrenizde her şeyi ile mükemmel bir anne-baba-kardeş varsa bana gösterin ki ben de feyz alayım. Çünkü bunu yapabilmenin mümkün olmadığını hatta ve hatta gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü mükemmel olmak istediğinizde başka şeylerden feragat etmeniz gerekiyor.
Örneğin çocuğunuza belki mükemmel notlar aldırabilirsiniz ama çok büyük ihtimalle ilişkiniz bundan olumsuz etkilenecektir. Hiç sorun çıkarmayan ya da sınırlar çizmeyerek çok özgür çocuklar yetiştirmek isteyebilirsiniz. Bunları yapmaya çalışırken de belki özgüveni dengeleyen akademik başarıdan ya da çok sertlik gördüğü için arkadaşları ile zorlanan bir çocuk karşınıza çıkabilir. Eğer böyle hissediyorsanız bir an önce bu duygudan kurtulup mükemmellik değil de makul olmak konusunda çalışmalara başlamalısınız. Bu konu hakkında okumalı ya da bir uzmandan yardım almalısınız. Ben bunun çok iyi geleceğini düşünüyorum .
Yetersizlik Duygusu Nasıl Oluşabilir?
İnsanların bizim hakkımızdaki görüşlerine karşıt kayıtsız kalamıyoruz. Onların fikirleri bizim kendi hakkımızda düşünce ve duygu oluşturmamıza sebep oluyor. Az önce bahsettiğim sorun bundan kaynaklanıyor. Bir de çocukluğumuzdan içselleştirdiğimiz ebeveyn modelleri var. Bu durum az önce söylediğimle iç içe geçse de zihnimizde ebeveyn modelleri oluyor. Ebeveynlerimize benzediğimiz gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Her ne kadar onlar gibi davranmadığımızı söylesek de yıllarca beraber yaşamışız ve etkilenmemiz mümkün değil. Ebeveynlerinizin yaptığı her şeye rağmen mutluyken çocuğunuza böyle hissettiremediğinizi düşündüğünüzde de yetersiz hissedebilirsiniz.
Diğer yandan eğer sorun yaşıyorsanız ve benim gibi içerikler üretenleri dinliyorsanız eksiklerinizin, yanlış ya da yapamadıklarınızın farkına vardığınızda da yetersiz hissedebilirsiniz. Sürekli ebeveynleri yapması gerekenlerden bahsettiğimiz için yetersizlik duygusu ortaya çıkabilir. Ancak bu duyguya esir düşmeden hissedilenlerin farkına varılmalı ve harekete geçilmelidir. Sizin de dinlemenizin amacı çözüm aramak evet ama bunun için öncelikli olarak bir şeyler yapası gerekenin ebeveynler olduğunu duyduğunuzda savunmaya geçebilirsiniz. Hep mi biz yanlış yapıyoruz? Çocuğun hiç mi kusuru yok? Eğer ailede bir şeyler yanlış gidiyorsa her birey burada sorumluluk almalıdır. Çocuklara da ebeveynleri tarafından verilmelidir. Önce kendi kusurumuzu bulup değiştirmeye çalışacağız ki karşımızdakinden bunu bekleyelim. Sizin zihniniz, davranışlarınız ve söyledikleriniz değiştiği zaman- ancak bunun bir alışkanlık haline gelmesi gerekiyor- çevrenizdekilerin de değiştiğini göreceksiniz. Bu da ancak bilgi sahibi olarak yani bilinçlenerek olur.
Yetersizlik Duygusu Hakkında Nasıl Bilgi Sahibi Olacağız?
Bir konuda bilinçlenmek her zaman mümkünüdür. Bunun için sorunun büyümesine, kimsenin yorulmasına ya da tükenmesine gerek yoktur. Yaşanılan sorundan kim etkileniyor ve rahatsızsa çözümü o aramalı ve çözüme kavuşana kadar mücadele etmelidir. Çocuğunuz ile yaşadığınız sorunlarda çocuğunuzun kitapçıya gidip bununla ilgili kitap karıştırmasını, internetten sorunun ne olduğu ile ilgili araştırma yapmasını ya da bir uzman aramasını beklemek pek de gerçekçi değildir. Tabi ebeveynler bir adım atmalıdır. Hatta adımın büyüğünü atmalıdır. Çocuklar da bunun farkına varacakladır. Davranışlarını da bunlara göre düzenleyeceklerdir.
Çocuk davranışlarının çok büyük bölümünün ebeveyn davranışlarından şekillendiğini, dolayısıyla değişimin temelini ebeveyn-çocuk ilişkisinin oluşturduğunu da söyleyebiliriz. Yetersizlik duygusu ile devam ettiğinizde ilişkiniz de zarar görecektir. Bu zararı en kısa sürede durdurmalısınız. Yapabileceğiniz en iyi şey nasıl düşünmeniz ve davranmanız gerektiği ile ilgili bilgi sahibi olmaktır. Ama yine sizden en değerli şeyi talep edeceğim. Bu da zamanınızdır. En yakın kitapçıya gitmeli aile-çocuk bölümünü bulup kitapları karıştırmaya başlamalısınız. Emin olun yaşadığınız sorun ile ilgili bir kitap bulursunuz. Ararken yanında başka bir kitaba denk gelirsiniz. Okuduklarınızı doğru uygulayıp sonuç aldığınızda yapabildiğinizi göreceksiniz. Sonraki denemeleriniz için motivasyon oluşturacak bu başarılar kalıcı davranış değişikliklerine dönüşecek, bu da yetersizlik duygularının yavaş yavaş azalmasını sağlayacaktır.
Sonuç
Sonuçta bu duygu sizde oluştuysa bunu değiştirecek olan yine sizsiniz. Çevrenizdekileri değiştirmeye çalışarak bu duygudan kurtulmayı denerseniz başarısız olursunuz. Belki içinizde deneyenler ve sonuç alamayanlar vardır. Dikkat edilmesi gereken nokta bilgiyi doğru yerden alıp almadığınızdır. Bilgi doğru kaynaktan alınmadığında hedeften şaşar. Yani benim arabalar konusunda kendimce yeterli bilgiye sahip olduğumu düşünmem tamir videoları çekip insanlara araba tamiri içerikleri hazırlamam nasıl abes olursa psikoloji ile ilgili sosyal medyada içerikler hazırlayanları da değerlendirmelisiniz. Aynı şey kitaplar için de geçerlidir. Roman okurken de seçici olmalısınız ama bu tarz konularda okurken kitabı kimin, hangi birikimle ve hangi temel bilgi ile yazdığını daha iyi değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Yetersizlik duygusu sinsidir. Ben yetersizim cümlesi ile ortaya çıkmayabilir. Neden böyle hissettiğinizi bulmalısınız. Günlük yaşamın size bunu bulma şansını vermediğini de düşünüyor olabilirsiniz. Ben bu düşüncenin de yetersizlik duygusu ile neden sonuç ilişkisi içinde olduğunu düşünüyorum. Ancak gün içinde duygularınızdan ve yaşananlardan kaçmadan bir yirmi ya da otuz dakika size yetecektir. Kendinizi dinlemeye başlamak başta can sıkıcı olsa da insanın kendi ile kalması ve etkili düşünmesi çok faydalıdır. Bunu bir alışkanlık haline getirmeniz harika olur. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Herkese sağlıklı günler diliyorum. Hoşça kalın.